Fatih Altaylı:

Bloomberg HT’de Fatih Kuşçu’nun sunumuyla yayınlanan “Spor Saati” programının yorumcusu Fatih Altaylı, söze Siyah-Beyazlılar’ın 1-0’lık üstünlüğüyle biten Galatasaray-Beşiktaş derbisiyle başladı: “Ben ortalıkta derbiye benzer bir şey görmedim. Şöyle söyleyeyim eşimden, kızımdan, bugün bana ‘akşam yemek yiyelim’ diyen arkadaşlarımdan herkesten özür dileyerek başlayayım. Çünkü bu rezilliği izlemek için iki saat önce evden çıktım, maça gittim. Bir yandan pazartesi, bir yandan maç trafiği… Türlü rezilliklerden sonra stada girdim. Son yıllardaki en berbat derbilerden birini seyrettim ki Galatasaray – Beşiktaş ya da Beşiktaş – Galatasaray derbileri genelde iyi futbolla geçerdi. Berbat bir maç seyrettim. Ömrümden 3-4 saat çaldım ve bu maçı izlediğim için büyük bir pişmanlık içerisindeyim.

“BEIN SPORTS DOLANDIRILDIK’ DİYEREK PARASINI İSTESİN. BÖYLE BERBAT FUTBOL 500 MİLYON DOLAR ETMEZ” 

Galatasaray’ın ilk şutu 32, Beşiktaş’ın 42. dakikada… Podolski’nin şutu da şut değil biliyorsun. Baktı ki gelen giden yok, ‘bari şut atayım’ dedi ve vurdu. Kaleci de çok rahat aldı. Beşiktaş’ta 42. dakikada öylesine Talisca’ydı galiba, uzaktan 25-35 metreden vurdu onu da Muslera aldı. Daha öncesinde pozisyon yok. Böyle bir derbi olur mu ya? Ayıptır kardeşim. Habertürk Gazetesi’ne yazı yazdım. Dedim ki Bein Sports aklı varsa gitsin dava etsin, desin ki: ‘Ben dolandırıldım.’ Bu maçı da göstersin ve desin ki Bein Sports’un avukatları ey bilirkişiler; bunlardan biri Türkiye liginin geçen seneki şampiyonu, muhtemelen bu sene de şampiyon olacak takımı, diğeri de bu ligde en fazla şampiyon olan, Avrupa’da en çok başarılı olduğu iddia edilen, bu sene de şampiyon adayı olduğu gibi bir yalanla taraftarını kandıran bir futbol takımının final niteliğinde maçı… ‘Bu düzeydeyse eğer benden 500 milyon dolar almaları hırsızlıktır’ desin ve parasını geri istesin. Yahu böyle bir şey olabilir mi? Futbol bu mu? Bu lig bu mu? Allah kahretmesin bunları. Ben Digitürk’ümü bir tek nedenle tutuyorum; İngiliz ligini seyretmek için. Onlar futbol oynuyorsa bunlar ne oynuyor? Ayrıca bu hakemler ne? Bu organizasyon ne birisi bana anlatsın. Ne Beşiktaşlılar’a ne de Galatasaraylılar’a diyecek bir şeyim yok. İki taraf da takımlarından utanç duymalılar. Bu utançtan karlı çıkan Beşiktaş mı; Beşiktaş. Hedefine ulaştı mı; ulaştı. Hak etmediği maçı kazandı mı; kazandı. Ama hakkaten rezillik. Hakkaten utanç.

“BEŞİKTAŞ LİSE, GALATASARAY ORTAOKUL TAKIMI GİBİYDİ”

Tudor’un kadroya almadığı oyuncularla ilgili eleştirilecek fazla bir şey yok. Niye dersen; Linnes bir yıldan fazla bir süredir kadroya kaç kere girebildi? Pek ender. Yokluğu hissedilmedi. Cavanda zaten yok. Sinan Gümüş’ü de anladığım kadarıyla benden başka tutan yok. Ben Galatasaray’daki en önemli yeteneğin Sinan olduğunu düşünüyorum. Bana sorsan teknik direktörlük yapan herkesin gözü bunu görür ama ne ile ilgili sorun var bilmiyorum. Ama bu maç itibariyle baktığın zaman kadroda olmamaları dünya sonu değil. İyi bir yedeği dışarda bıraktı olarak düşünebilirsin. Burada başka eleştiriler var. Birincisi ben şunu söyleyeyim; Tudor’u fazla eleştirmeyeceğim bugün. Niye? Bir geçen hafta şanssız bir puan kaybıyla başladı. Bu hafta da sahada kaybetmemek için oynamış yani belli. Çok önlemli başlamış, faydasını gördü mü? Belli bir yere kadar gördü. Nereye kadar gördü? Beşiktaş şans eseri bir gol buluncaya kadar. Locada oturuyoruz arkadaşlarla beraber. Beşiktaş serbest vuruş kazandı. Dedim ki 1-0 oldu. Çünkü Galatasaray’ın en büyük zaafının olduğu bir serbest vuruş türü ve çok tehlikeli bir noktadan… Nitekimde gol oldu. Şimdi şunu söyleyeyim; İki takım da sahaya çıktılar, dizildiler. Seremoni var. Uzaktan manzara şöyle görünüyor; Lise takımı ile ortaokul takımı maç yapıyor gibi bir hava var fizik olarak. sporcu görüntüsü olarak… Baktığın zaman diyorsun ki; Beşiktaş lise takımı Galatasaray ortaokul takımı… Aralarında bir sportif görüntü farkı var. Beşiktaş daha dik duran bir takım. Uzun yapılı. Galatasaray ise ortaokul takımı gibi. Yani bu çocuklar büyüyecekler, gelişecekler gelecekte iyi futbolcu olacaklar gibi hava vardı maç öncesi.

“ŞENOL GÜNEŞ GALATASARAY’DAN HEP KORKUYOR”

Oyun başladığında normal şartlarda Beşiktaş’ın Galatasaray’ı paramparça etmesi gerekirdi. Fakat Şenol Güneş Galatasaray’dan hep korkuyor. Bi ara Beşiktaş 7 savunma oyuncusu ile oynadı. 7-2-1 falan oynuyorlardı yani. Bu geriye yaslanma, bu korku Galatasaray’a oyun şansı tanıdı bir ara ve Galatasaray 15 dakika çok bastırdı. Bu oyun yapısı bugün doğru yani 7 puan farkla çıkıyorsan ve bu maçla beraber şampiyonluktaki önemli bir rakibinle farkı açıyorsan Beşiktaş’ın böyle bir oyun yapısıyla çıkma hakkı var. Ama şunu biliyorum. Puan puana olsalardı ya da Galatasaray 2-3 puan önde olsaydı Şenol Güneş yine böyle çıkardı. Şenol Güneş büyük maçlara genellikle böyle çıkıyor.

“SNEIJDER SAHTEKARCA OYNADI”Galatasaray’da ise şu vardı; Tudor düşünmüş. Demiş ki ‘Ben Beşiktaş’ı nasıl durdururum?’ Onu bulmuş. Galatasaray’ı nasıl hücuma kaldırırım? Onu da bulmuş. Yani şunu söyleyeyim. Galatasaray bir buçuk yıldan beri ilk defa ne yapacağını bilen bir takımdı. Yani bir organizasyonu vardı Galatasaray’ın. Sneijder büyük bir sahtekarlık içerisinde sahadaydı ama yeni düzelmesinin de etkisi vardır. Galatasaray bir diziliş, bir şeyler yapmış. Doğru mu, yanlış mı o ayrı bir tartışma ama bir şeyler yapmış. Eskisi gibi başı bozuk oynamıyor. Fakat bir şeyi, düşünmemiş Galatasaray Teknik Direktörü. Golü nasıl atacağız? Bununla ilgili en ufak bir planı yoktu Galatasaray’ın. Yani demiş ki bir şey olur, gol olur.“GALATASARAY’IN NET PENALTISI VERİLMEDİ”

Maçta Galatasaray’da gözüme çarpan oyuncuları söyleyeyim. Savunma fena değildi. Chedjou muazzam oynadı mesela, çok güzel oynadı. Diğerleri kötü değildi. Sneijder çok sahtekarca oynadı. Ama Bruma hakkaten iyi oynadı. Bir şey yapmaya çalışan bir tek Bruma vardı. Podolski kötüydü. İki tane çok iyi pas verdi. Bunun dışında beraberlik şansını neredeyse boş kaleye tepen Podolski’ydi. Oyuncu değişikliği daha erken yapılabilirdi. Bence Yasin’in ikinci yarıya çıkmaması lazımdı. İkinci yarıya Rodrigues ile başlaması lazımdı diye düşünüyorum ben hocanın. Olmadı 55-60’ta değiştirirsin. Selçuk’un oyundan alınmasını doğru buldum. Şu açıdan doğru buldum, kırmızı karta doğru gidiyordu. Ve şunu söyleyeyim. Galatasaray’ın net penaltısı verilmedi. Ben sahada bunun net farkına varmadım. Açık söyleyeyim. Ama şunu gördüm hakem ‘önce penaltı’ dedi, sonra kıvırdı. Ekrana nasıl yansıdı bilmiyorum.

Şenol Hoca’nın söylediklerinden anlamadığım bir şey var. ‘Test ettik’ diyor. Neyi test etti anlamadım. Olympiakos maçını mı test etti acaba? Test dediği neydi anlamadım. Herhalde Olympiakos maçından bahsetti. Ben bunu anlıyorum bundan. Bülent Yıldırım kötü bir hakem bunu biliyoruz zaten. Her ne kadar sahada sempatik ve şirin biri gibi görünse de kötü bir hakem. Sevilen biri hakem, camiası tarafından. Niye? Hiç bir zaman çok sert bir eleştiriye maruz kalmaz.  Çünkü niye? Onun sahadaki yarı eyyamcı yarı kötü hakem tavrı tamamı eyyamcı olan hakem kollayıcıları tarafından hep hoşgörü ile karşılanmıştır. Maçta tribünden gördüğümü söyleyeyim. Gecikmiş bir düdükle ‘penaltı’ dedi. Bana öyle geldi. Bütün Beşiktaşlılar üzerine koştular ‘penaltı değil’ demek için. Aynı anda Yasin de kalktı sevindi penaltı diye. Atınç diziyle vuruyor, sırtıyla da hafif bastırıyor. Atınç’ın penaltı pozisyonunda yaptığı faulün onda birini yaptığı sırada Selçuk sarı kart gördü. Orada Selçuk sarı görüyor. Atınç’a faul bile verilmiyoır. Bu enteresan bir şeydi. Maçın 11. dakikası falan. Bu maşı değiştirecek bir hareketti ama olmadı. Ağlamak lazım değil. Niye değil. Çünkü ben oyun boyunca da Galatasaray’ın doğru düzgün bir hamlesini görmedim. Burada gol olsa oyun değişebilirdi. Beşiktaş 3’te atabilirdi. Hiç itirazım yok. Çünkü geriye düştüğü anda o savunma oyunundan vazgeçip öne gelebilirdi. Başka bir maç olacaktı sonuçta ama hakem başka bir maç olmasına asla izin vermedi.

“TOLGA CİĞERCİ HALI SAHADA BENİM YERİMİ DOLDURAMAZ”

Sonrasında başka bir şey daha oldu mesela. Galatasaray golü yedi ve bir 10 dakika ne yapacağını şaşırdı. Belli ki Galatasaray’ın oyun planında golü yersek ne yaparız o da yokmuş. O arada sahasından top çıkaramadı Galatasaray. Gol alanına giriyorlar mesela Bruma oraları karıştırsın da bir şey olsun birilerine çarpsın gol olsun gibi bir beklenti var. Sürekli bir geri pas, yan pas oyununa döndüler bir ara. Başka şeyler de var mesela Selçuk çıktı yerine Tolga girdi. Abi Tolga bırak Selçuk’un yerini doldurmayı, mahalle maçında benim yerimi dolduramaz. Bak sana yemin ediyorum. Sezon başında da bunu konuşuyorduk. Herkes çok iyi adam derken ben ‘bir halta yaramaz’ diyordum. Nerede duracağını bilmiyor. Nereye top vereceğini bilmiyor. Top almayı bilmiyor. Ve bu oyuncu 2 milyon Euro’ya geldi. Yahu sen napıyorsun ya? Sen kimin parasını, kime atıyorsun ya. Nereye atıyorsun bu paraları? Ve net bir gol pozisyonuna girdi hatırlarsan. Ne yaptığını gördük. Ya da ne yapamadığını…

“BU YÖNETİM GALATASARAY’I KÜME DÜŞÜREBİLİR”

Carole ve Bruma çok iyi savunma yaptılar. Bruma’yı ilk defa bu kadar iyi savunma yaparken gördüm. Galatasaray şöyle oynadı benim gördüğüm kadarıyla 3-6-1.  Üçlü savunmaya rağmen Galatasaray kanatlarının sezon başından beri yaptığı en iyi savunmaydı. Hava toplarında nispeten daha başarılıydı geçmişe oranla. Ben bu maçta şuna bakıyorum. Kimin kazanıp kimin kaybettiği çok önemli değil. Bir kere şunu söyleyeyim; Ey Galatasaray taraftarı sabırlı olun. Niye? Galatasaray camiası bu berbat yönetimi çok sevdi. Camiası derken genel kuruldan bahsediyorum. Bu berbat yönetim Galatasaray’ı katletmeden, bitirmeden gitmeyecek. Bu tek adam rejimi Galatasaray’ı yok edecek. Taraftarlar sabırlı olsunlar. Bu yönetim Galatasaray’ın başında kaldığı sürece ne şampiyon olabilir ne başka bir şey olabilir. Küme düşmemesi adından ve ruhundan kaynaklanan bir şeydir ama bu iş uzarsa küme de düşebilir. Ve bu yeni Galatasaray’dan cacık olmaz. Eğer Dursun Özbek ve kardeşi ve oraya getirdiği bir takım vasıfsız adamlar ve iyi niyetli ama hiç bir şey becerme gücü olmayan adamlarla başarılı olma ihtimali yok. Bu yönetim 20’ye yakın oyuncu aldı 60 milyona yakın para harcadı. Bu yönetimle Allah Galatasaray’a sabır versin. Ve şunu söyleyeyeim Beşiktaş otursun, kalksın hep beraber dua etsinler. Fikret Orman, ‘Ey büyük Allah’ım ne büyüksün ki Fenerbahçe’nin başında Aziz Yıldırım Galatasaray’ın başında da Dursun Özbek gibi bir adam var. Allah’ım sen bizi bunlardan mahrum etme’ desin. Dua etsinler bunlar bu takımların başına kalsınlar diye. Yemin ediyorum Beşiktaş 20 sene Türkiye şampiyonu olur. Arada belki Trabzon, Başakşehir çıkar, başkası çıkar bilmem. Ama bu yönetim Galatasaray’ın başında olduğu sürece Galatasaray Türkiye şampiyonu olamaz. Galatasaray kendini bitirmiştir. İşin daha vahim, bu yönetim kurulu Galatasaray’dan çok memnundur. Yeni Galatasaray yarın seçime gitsin yüzde 50’nin üstünde oy alır. Ve yeni Galatasaray üyeleri küme düşmeye doğru paldır paldır gidecektir kardeşim. Galatasaray yönetimi tam bir beceriksiz, basiretsiz mirasyedi. Galatasaray’ın yüz yıllık mirasını har vurup, harman savuruyorlar. Sonra da televizyonda konuşuyorlar. Devlet garantili bir parayı kırdırıp üzerine birde teminat verdiler.

“BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLDU, İŞ BİTTİ”

Türk futbolunun seviyesi yükseltmişti. Rakipleri de onu yakalamaya çalışıyorlardı. Başarılı oldular. Şimdi Galatasaray kendisini yakalamaya çalışan rakiplerin altına indi. Beşiktaş’ın da Galatasaray kadar borcu var. Hep başından beri Beşiktaş yönetimi diğerlerinden daha iyi yönetiliyor diye söylüyorum. Türkiye’nin çıtası 2 metredeydi ve çıta Galatasaray’dı. Galatasaray kendisini 90 santime indirdi. Beşiktaş şu an 1.75’te ve o çıtanın en iyisi. Yükselecek mi, yükselemeyecek mi göreceğiz. Ama şunu diyorum ben. Türk futbolu totalinde kötüye gitti. Yoksa Beşiktaş diğerlerinden daha iyi. Stat şahane. Şampiyon oldu Beşiktaş. Bitti bence bu iş.”

TFF’NİN GALATASARAY’A CEVAP VERMEMESİ
Altaylı, TFF’nin derbinin gününü Pazartesi’ye alması ve nedenini soran Galatasaray’a herhangi bir cevap vermemesiyle ilgili şunları söyledi:

“Senin bir tane beraber hareket edebileceğin birisi var; Fenerbahçe. Onlar da federasyondan şikayetçi, sen de… O zaman beraber hareket edin abi. Mesela deyin ki; Biz ikimiz de federasyona verdiğimiz naklen yayın hakkı belgemizi iptal ediyoruz deyin abi. Hadi bakalım ne olacak Türkiye ligi? Ben Galatasaray başkanı olsaydım derdim ki; Ey Aziz Yıldırım gel kardeşim. Almayalım abi burdan gelecek parayı. Biz diyoruz ki biz naklen yayın havuzundan çıkıyoruz kardeşim. Bi maçalarımızı yayınlatmayacağız. Hadi bakalım o zaman federasyon ‘seni takmıyorum’ desin. Ama nerde bu adamlar. Galatasaray bitmiş kardeşim ölü toprağı. Divan başkanı nerde abi? Divan başkanları özellikle İrfan Aktar nerdesin abi? Çıkacaksın sen divan başkanısın. Galatasaray’ın basketbol, voleybol şubelerinin hali ortada. Varsa yoksa yönetimin konuştuğu arazi aldık, otel yaptık üç kata çıktık beş kata çıktık… Abi sen kimsin? Ali Ağaoğlu musun lan sen? Sen kimsin abi? Senin ne olduğun belli değil. Otelci misin, başkan mısın? Spordan anlar mısın? Ne alakan var?  Sen kimsin ey Dursun Özbek? Mehmet Özbek kim? Senin oraya getirdiğin Nazifoğlu kim? Bana bunları bir anlatsın birisi demesi lazım Divan’ın.”

“AZİZ YILDIRIM GİT ARTIK! ALİ KOÇ GİBİ BİR BAŞKAN ADAYI KENARDA BEKLİYOR”
Altaylı, Fenerbahçeli taraftarların Gaziantepspor maçı öncesi ve sonrası taraftarların tepkisiyle ilgili olarak şu ifadeleri kullandı:”Beşiktaş yönetimi sorunları daha iyi yönetiyor. Ali Koç gibi başkan adayı kenarda bekliyor. “Yargıtay kararını bekliyorum” diyen bir adam. Bırak git. Lehine ya da aleyhine çıkmış, bundan Fenerbahçe’ye ne? Fenerbahçe seni hapisten çıkardı. FETÖ ile ilgili en önemli mücadeleyi Fenerbahçe camiası yaptı. Sen kimsin ya; bırak git. Gelsin Ali Koç yapsın. Senden kötü yapacağını zannetmiyorum.”

Altaylı, ‘Aziz Yıldırım’ın kongre gücü’ söylemlerini ise şu şekilde değerlendirdi:”Aziz Yıldırım neden bıraksın? Gönülden koltuğunu bırakan Türkiye’de kaç kişi var? Kimse bırakmıyor. Koltuktan değer kazandıklarını düşününler bırakmıyor. Bir şekilde bir aday bulunur.”

Lens’in “Taraftar bu takıma artık güvenmiyor” sözlerinin hatırtılması üzerine Altaylı, “Takımda huzursuzluk olduğu zaman her şey bozulur; takım bozulur, içeridekiler bozulur” dedi.

“GALATASARAY KÜME DÜŞME NOKTASINA GELİR”
‘Önümüzdeki yıllar Fenerbahçe ve Galatasaray’ın sorunları ve Beşiktaş’ın çıkışını nasıl görüyorsunuz?’ sorusu üzerine Altaylı şu değerlendirmeyi yaptı:”Beşiktaş sıyrılır gider. Galatasaray bu yönetimle devam ederse hiçbir şey olmaz. Galatasaray her taraftan dayağı yer ve küme düşme noktasına gelir. Fenerbahçe tarafında da Aziz Yıldırım ile devam edilirse tribünler boş kalır. Beşiktaş hızla taraftar kazanıyor, sponsor kazanıyor. Yayın gelirlerinde en önemli payı alan Fenerbahçe ile Galatasaray iken gerilemeye başladı. Beşiktaş daha da önlerine geçince ne yapacaksınız? Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nden gelecek sezon 30 milyon Euro’yu kasaya koyacak. Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nden 50 milyon Euro’ya kasaya koyunca ne olacak?”

“TARAFTAR HER ŞEYİ GÖRÜYOR”
“Ey Galatasaray, ey Fenerbahçe genel kurulu aklınızı başınızla yaşayın. Taraftar durumun farkında, ortalıkta her şey net görülüyor? Fakat Galatasaray camiası yeni Galatasaray ve yeni başkanı Dursun’la çok memnun ki ‘evet’ demeye devam ediyor, küme düşersiniz. Fenerbahçe ise eski tas, eski hamam aynı felaketi devam ettiyor, kötü duruma düşerler.”

“WENGER GALATASARAY’A GELSE KENDİSİNİ ASAR”
Altaylı, ‘Igor Tudor yerine Yılmaz Vural gelseydi ne olurdu?’ sorusuna şöyle cevap verdi:”Bu yönetimle kim olsa farketmez. Mourinho’yu getir küme düşersin. Wenger, Ferguson gelse olmaz. Arsene Wenger, menajerler vasıtasıyla yönetimi görmeden Galatasaray’a gelse, yönetim ile yapacağı ilk toplantısından sonra, intihar eder, Florya’daki alışveriş merkezinde herkes görsün diye kendisini asar. Ben böyle bir eşekliği nasıl yaptım diye kendisini iple asar. Bu yönetimle dünya çapında bir hoca intihar eder. Galatasaray zaten bu yönetimiyle intihar ediyor. Dursun Özbek iyi bir insan olabilir, iyi bir otelci olabilir ama Galatasaray başkanı olarak Dursun Özbek sıfırdır.”